21 Aralık 2014 Pazar

Elhamdülillahi ala külli hal;

Bir mütefekkirden işitmiştim : "Bu son şansın dostum." diyerek başlanmazmış cümleye. Çünkü hayat cümleden zuhur ederdi ve afilli sözler cümlelere düşmandı.

Bu son şansın dostum.

Bir teklif sunmaya meğilliyim ya , çekiyorum kozlarımı. Ya kabul edeceksiniz dünyanın yakasına yapışmayı ya da ofsayta düştüğünüzü alem-i beşer duyacak. "O bayrağı indir hocam" demekle de, hakem size kart çıkaracak !

Bence kolay bi tercih. Önümüze ipuçları çıkmadığından değil; iplerin uçları bir türlü birleşemediğinden seçim zor. Bir - leş'lilik  çok-leş'lilikten iyidir. Birleşime ara vermek de meclisin fikayası değil, rezilliğidir. Neyse.

İşler-mişler böyle yürür. Bir el çırpmalık mesafeden insanlar ölür. Asansöre iki adım kala üstten bir insan evladı onu çağırıverir. Boşluğa bakmak , insanlara bakmaktan daha fazla seçenek içerir, boşluk sehven doluya meyl'eder. Doldurmasını bilmemek de sadrımızın insana atfettiği bir sorun değildir. Zira boşluk boşluktur.

"Paranız varsa cebren hile yapın." kadar da etkili nasihat yoktur dünyaya bağlayacak. Ellerinizde kan olmasına dahi gerek olmadan, gayet kirletebilirsiniz dünyayı. Asl'olan niyet idi zaten değil mi, benim sultanım.

Yağmur yağarken üzülen adamlar tanımak kadar da hüzün yoktur. Dinmezse yağmur, o adam hasta olacaktır ve elleri uyuştuğu için sigara yakamama sorunsalı O'nu derinden üzmektedir. Gerçekten. Ve dahi beni de.

Amin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder