4 Mart 2019 Pazartesi

Kefalet

Kefalet gerektirecek eylemlerim. Sorun ödeyememek de değil oysaki. Bazı şeylerin standartı olduğuna o kadar çok inanıyoruz ki, fevriliğin başıbozukluğun hatta boşvermişliğin yanında ızdırap çekiyor eylemlerim. Zaman alt edecek derken arzularımı , bilinçaltım eylemlerimi boşa çıkarmak için mahfediyor rüyalarımı. “Gerek yok” diyip kalkıp gitmek varken çaresiz kılıyor beni bu sabah. Yalnızlığım. Mevzu yalnızlığımın kefaleti. Silinmez bir borç, yüzümden kazınmaz bir utanç misali. Sormaktan vazgeçemiyorum. Ölmeden ödenmez mi kefaletim, gözlerin hatırımdan gitmez mi?