3 Temmuz 2016 Pazar

Bir nefes daha yaşamaya meyyal
Kılınmak için yalvarıyor geceye
Oysa farkında düzensizliğinin
Hiç olmadığı kadar
Yakıştığına kendine.

Yüreğinde bin kıymık,
Ellerinde kan,
Bilmem bu hangi rüyadan?
Düşmüş, düşsüz gececek
Bir gecenin ardına,
Lakin besbelli,
Geçmeyecek sanrısı
Geceleyin duyduğu yankılardan.

Engerek çatallıyor şairin hancerini
Bilmem kaçıncı kez kapandı
Dediği yaradan ıstırıyor onu
Gece büyüdüğüne iman ettiği fidanın
Gölgesinde cahilliği aşikar olunca
Farkediyor ilmik atmayı bilmediğini
Ve boynu nefreti karşısında
Kıldan ince ama dirayetli
Kopmuyor ip, yıkılmıyor 
Büyündüğüne iman
Ettiği fidan.

Oysa bayram cömertliğiyle yaklaşırken
Yakışmıyor üstüne bu olgunluk
Köprücükleri belli olan omzunda
Kimsenin yaslanmasına yok tahammülü
Büyüyor ve çok öfkeli
Ve bi hayli üzgün
Kendine yakıştıramadığı
Yalnızlıktan.

11 Mayıs 2016 Çarşamba

Mide bulandırıcı detaylar var
Artık saçımızın sakalımızla kesişen
Noktalarında örümcek ağlarını
Bozacak mecalimiz yok.
Gerçi merhametliydik biz
Öyle görmedik mi nihayetinde
Yuva bozmak iyi bir şey değildi.

Kış bitip bahar geldiğinde
-Yalan olmasın-
Ölü toprağımızı nereye
Döktük bilemiyorum.
Ama yine kaybettik bir parçamızı.
Bilmem bıraktık bilmem ayrıldık
Bilmem ne her ne ise adı
Yitirdik güzel olan ne varsa.
Şükür ki kış bitti.
Kendimizi avutmamıza gerek kalmadı
Çün artık soğuk işlemez oldu
Kangren kalbimize.

Bu bir son için uzun bir misal
Olmamalıydı.
Kabul etmek istemezdim ama
Zor günler geçirdik ve
Şair anladı
Şita gittiğinde elimizde kalan
Bahar değil
Sade bir hülyaydı.

25 Ocak 2016 Pazartesi

Yola , yolcuya selam olsun.

Yol uzun vade az. Ama hayatım boyunca buna inandım, yolda olmak şereftir, izzettir ikramdır. Yolda olanın menzili vardır, varır varmaz bilinmez. Aslen kimsenin de umrunda değildir bu. Amma nihayetinde yol yormaz olursa bizi, anlarız bişeyler yolundadır. Çünkü yol çetindir, çalısı-çırpısı var, karı-kışı var, yağmuru-çamuru var. Ayaklarımız çıplak, kan dolaşımımız yetersiz. Belki de biraz budur bizi insanların nazarında hissiz kılan. Yola düşmeyen bilir mi sıkıntıyı? Bidayetini bilmediğimiz bir yola "evvel refik badel tarik" dedik ya, bi yol arkadaşı edinip düştük. Buraya kadar herşey kendine mahsus ve mahremiyetine uygundur. Amma bilinmeze giden bu yolda, ne tür bir refik bize eşlik ederse etsin, bizim ahvalimize, idrak seviyemize ve tam teçhizatlığımıza erişebilir mi? Ne yazık ki hayır. Tibb-i donanımı olmayan biri için yol arkadaşının rahatsızlanmasından daha ağır ne vardır? Bi yola çıkılırsa dönülür mü? Elimizden bişey gelmiyorsa , refiğimiz ahdinden döndüyse , geceleri uyku tutmuyor diye küsecek miyiz yolumuza? Yürüdüğümüz yollara söven adamları güldürecek miyiz bezginliğimize?

Bilemiyorum. Mutlak doğrudan sakınmak icab eder belki, nihayetinde dedik ya, kimse bizimle aynı idrakta değil. Rabbi zül celal hazretleri bizi yolumuzdan beri koymasın.

Amin.

5 Ocak 2016 Salı

Uçurumun kenarında
Elimden tutuyor
Ve
Hayır, diyor,
Atlamadan da mümkün.
Bu alem bizim yaşamamız
Ve ölmemiz için
Bir ölçüt bile değil.
O saniye
Bu bana
Bi anmış gibi geliyor
Ama biliyorum,
Yıllardır gözlerini dikmiş
Öylece gözlerime bakıyor.

1 Ocak 2016 Cuma

Pislik Ahkâmı

Çıtırtısını gecenin
Zafere giden emin
Bir kolluk görevlisi edasını
Biliyorum dişlerimle
Sivriliyor gece
Yamaçlarıma değdikçe.
Iltihaplarını atıyor
Nurla doldurmağa meylettiğim
Belediyenin çöplerini toplamadığı
Gönlüme.

Kapıyı zorluyor
Çeteleri gecenin,
Oysa içerde adamımız yok
Bunu ankara da biliyor.
Ama geri adıma ne hacet
Baskısı hissediliyor kışın
Ümitkâr ama parmak uçları
Morarmış bir adamın
Ensesini kolluyor kış.
Hakem üçe kadar saymadan
Tuş kombinasyonları
Pes etme çabası
Ve kâhinlerin laneti boşa.
Gündüzün ardında
Acıyı kolluyor
Rahatsızlığımız hadsafhada
Ve ziyadesiyle yorgunuz.
Sütü muhabbet olan çocuğun
Annesi ağlamakta.